Gözne'nin kuzeyindeki Ayvagediği yaylasına geldikten sonra,yayla merkezinden doğuya doğru saptık.
Yol ikiye ayrılıyordu,Çandır Kalesi yazan tabelanın gösterdiği istikametten devam ettik.5-10 dakika içinde varırız diye düşünmüştük ama labirentin içinde bulduk kendimizi.
Yollar ilerde 2'ye 3'e hatta 4'e ayrılıyordu.'O piti piti karemalı sepeti' misali seçimler yaparak yolların hepsine teker teker girdik ve geri çıktık.
Hiçbir tabela yoktu, o anda önemli olmayan,hatta gidip görmeye değmeyecek bir kale olduğunu düşünmeye başlamıştık ki, bir göletle karşılaştık.Adını daha sonra öğrendiğimiz göletin ismi 'Çandırlı Göleti' imiş.
Kapkara bir görüntüsü vardı,su akışı olmayan bir yerdi,adeta bir krater gölünü andırıyordu.Ama gerçekten iç huzuru sağlayan, insanın gözlerini dinlendiren bir sessizliği,büyüsü vardı.
'Dionysos aşkına şarap neden getirmedik?' diyerek hayıflandık.
Daha sonra buradan ayrılarak, göletin kenarından geçen patika yoldan devam ederek kaleyi aramaya devam ettik.
Kaleyi bulamasak bile,doğayla bütünleşmiştik artık ve etrafımızı izliyorduk hayranlıkla.
Gerçekten uzun seneler insan eli değmemiş,doğanın hakimiyetini ilan ettiği yerlerden geçiyorduk. Sonunda kaleyi bulduk,çok yüksekçe bir tepenin üstündeydi;kalenin bugüne kadar yıkılmamış,ayakta durmayı başarmış duvarları göz kamaştırıyordu.
Bir bilgilendirme yazısının olduğu tabela arıyorduk ama nafile,yolu bile zor bulmuştuk. Kaleye çıkmak için kullandığımız merdivenler çok akıllıca tasarlanmıştı;kocaman bir kaya kütlesinin içini delerek içine basamaklar yapmışlar.
Kaleye geldiğimizde yangın gözetleme kulesinde çalışan bir vatandaş karşıladı bizi.
Kalenin içinde gezerken, etkilenmemek mümkün değil.İlk ve Ortaçağ arası yapı hala tüm ihtişamıyla kısmen de olsa gözler önünde.
Sanat eserinden farksız adeta;taşlar üstüne süslemeler yapılmış,yapıları birbirinden ayıran hala yıkılmamış ayakta kalmış kemerler,gizli merdivenler,odalar var.
Kalenin güneyinde bağımsız olarak bir kilise var.Burası da kısmen yıkılmış olsa da hala etkileyici.
Rivayete göre Bizans hazineleri,İmparator Zeno'nun arkadaşı tarafından bu kalede saklanmış ve gizli odalara gömülmüş.Kendisi de buraya defnedilmiş.
Bu hazineler definecilerin iştahını kabartmış olmalı ki her yeri kazmışlar.Belki bulmuşlardır belki de bulamamışlardır.
Ama bence hazine hala orada...